BTemplates.com

Blog Arşivi

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Katkıda bulunanlar

8 Kasım 2013 Cuma

Batı Sanatı




Dönem adı: kavimler göçü/Karanlık çağ/erken hıristiyanlık dönemi
Veya Karojen Öncesi Devri Sanatı


1.OSTROGOTLAR

Kuzey italya’ya, Lombardiya bölgesine yerleşen ost.’lar, daha önce Karadeniz böl.de yaşamaktaydı. Buradan Hunların baskısı ile ayrıldı, mimari olarak kendilerine Geç Roma ve Bizans kiliselerini örnek aldılar.
-Kral theo. İstanbul’da yetişmiş, kültürlü bir kişiydi.


kral theodoric mezar anıtı 526 öncesi Ravenna








526 öncesi ostrogot krallığının başkenti olan ravenna da şehir sularının dışında inşa edilmiştir. Yapı başlıbaşına kendine özgü ve orijinal bir görünümdedir.

-iki katlı olan yapıya, iki yandan merdivenlerle çıkılmaktadır. Yapı yuvarlak planlı ve tamamen taştan yapılma.

-köşelerde kaba payelere oturan geniş kemerlerden oluşan kör arkadlar (arcade: kemer şeklinde açma sıra kemerler/revak) 10 kenarlı (decagon) bir plan ortaya çıkarırlar. 2. Kat yuvarlak planlı. Alt katı haçvari bir plan.

-üstünü örten 10 m. Çapında 300 ton civarı kubbe yek pare taştan yontulma. Taş, Adriyatik sahillerinde istira kentinden getirildi. 1. Katın üstünde sahanlığın (sahanlık:binalarda kapı önünde merdiven başlarında veya ortasında genişçe düzlük) önünde giriş kapısı, kör pencereler (işlevi olmayan,içi doldurulmuş) var.

-yapının içi Roma ve Bizans taş mezar anıtlarına benzer. İç kısmında yer alan seyrek durumda süslemeler ostrgotlar’ın altın işçiliğinden izler taşır. Yapıt dış görünüşü itibariyle germen prenslerine ait mezar anıtlarını anımsatır.

Büyük theodoric Portresi (özel koleksiyon)




Ametist taşından yapılma. Özel bir koleksiyonda.
-tüm yüzeyi doldurmuş.
-serbest anlayışla, değerli bir taş üzerine uygulanan bir yapıt.
-madalyon paralardan yararlanıldı. 6.yy. dan örnekler
-bizans ve erken Hıristiyanlık form anlayışını yansıtıyor.

KUYUMCULUK SANATI

Tümüyle farklı, tam olarak Ostrogot karakterlidir. 4. Yüzyılın 2. Yarısından itibaren yeni bir Germanic sanat tekniğinin ortaya çıktığı görülmektedir.
-orijinal olarak doğrudan İskit ve Güney Rusya’da Sarmationlar tarafından kullanılan ve Karadeniz çevresinden gelen bu sanat anlayışı, Hunlar tarafından batıya aktarılmış. Ostrogotlar da bu sanatı İtalya’ya götürür.
-Ostrogotlar çalışmalarında polychrome (çok renkli) stili sevmişlerdir.
-değerli taşları birbirine çok yakın olarak oyuklar içine yerleştirmişler ve bu taşlar altından ince yuvarlarla ayrılmışlardır. Kullanılan taşlar ise daha çok almandin, garnet, lapis gibi türler.
Bu değerli taşların az olması durumunda ise yapıtların üzerindeki boş kalan yuvalar mine ile doldurulmaktaydı.

Kartal biçimli Fibula:




Kartal biçimli Fibula: (geç 5. yy) Cesena’da bulunmuştur. Günümüzde Nuremberg Germen Ulusal Müzesindedir.
-Tipik bir Ostrogot altın cloisonne tekniğine örnek. 4 ¾ inch (12cm) boyutunda.
-fibula’nın tüm yüzeyi almandin ile doldurulmuş. Köşeli, yuvarlak, dikdörtgenlerden oluşan yuvalar dikkat çeker.
-yapıtın kayıplarına karşın, günümüzde de zenginliğini aynı şekilde koruması onun sanat değerini ortaya koyar.
- kavimler göçü döneminde ortaya çıkan yapıtlarda hayvan motifleri önem kazanmaktadır. Burada görülen kartal figürü biçiminde yapıt üzerine açılan yuvalar, taşların doğadan getirdiği şekle göre düzenlemiştir.


LOMBARDLAR

Arian dini çerçevesi içinde din değiştiren Lombardlar 568-774 yıllarında İtalya’da krallık kuran germen kavmidir. Lombardlar, 565 te jüstinyen’in ölümünden sonra Ostrogotlar’ın egemenliğinin zayıfladığı bir İtalya’ya göç ettiler.
-kuzey İtalya’ya göçlerinde, altın ya da gümüş tepsilerden kesilen, küçük altın haçları da beraberinde getirmişlerdir.
-bu yapıtların bazılarında farklı olarak Akdeniz bölgesinde karşımıza çıkan birbirine geçen süslemeler görülmektedir.
-bu süslemeler “kuzey hayvan stili” olarak da adlandırılmıştır. Ayrıca, bu haçlar üzerinde tıpkı paralarda olduğu gibi figüratif imajlar da görülmektedir. Bu, Bizans homage (saygı) temasının, nasıl Hıristiyan sanat dağarcığına girdiğinin de bir göstergesidir.



Kuzey İtalya’ya işgal ettiklerinde kendilerine özgü mimari getirmediler.

-diğer Germen kavimleri gibi gidilen yerlerde bulunan yapıları kullandılar veya yenilerini inşa ettiler. Bunu yaparken de daha çok yerli ustaları kullanmışlar; bu devrin ustaları geleneği sürdürmüşlerdir.
-ostrogotlar, geç roma ve bizansın sütunla bazilika formunu kendi kiliselerine örnek seçmelerine karşın, lombardlar yaygın olarak klasik modelleri yeğledi.


Kraliçe Theodolinda incili:



Yaklaşık:600 yılında.
İtalya’da Monza’da San Giovanni Battista Basilikası’nda bulunmakta. Katedral Hazinesi’ne aittir. 13 3/8x10 ¼ inch boyutlarında.
-cildin her iki yüzünde de hac yer almakta ve çok tanık olunduğu gibi kıymetli taşlarla süslendiği görülmekte. Kenarlar ince kırmızı cloisonne mine tekniğiyle bir çerçeve ile belirlenmiş.
-Haçın kolları arasında kalan boş bölgelere cameo (kamiyo) yerleştirilmiştir. (cameo:kabartma hakkedilmiş, kıymetli taş işlemeli ) haçın her bir serbest dış yüzeyine bu şekilde süsleme öğeleri yerleştirmek klasik dönemlerden beri uygulanan bir anlayıştır.
-lombardlar Katolik mezhebine geçtikleri dönemde geç roma altın işçiliğinden etkilenmişlerdir.


Clitumnus tapınağı:



-Perugia yakınlarında bulunan yapı yaklaşık 7. Yy’a tarihlenmektedir.
-Ancak bu tarih tartışmalı. Klasik dönem pagan tapınaklarını anımsatmasıyla oldukça ilginç bir yapıdır. Cephesindeki portiko, içte dört sütun, köşelerde ise iki sütunla teşkilatlanmaktadır. (portico: binaların girişinde küçük sütunlarla destekli çatı, giriş sundurması. Yalnızca batı mimarlığındaki bu tür öğeleri anlatmak için kullanılır.) Duvarına bitişmekte ve buraya yan taraftan birleşen küçük bir yapı önünden çıkan merdivenle ulaşılmaktadır ki, bu durum Roma yapılarında görülmemektedir.
-tympanium’da kıvrık dallarla çiçekler ortadaki haçı çevrelemektedir.
-(sütun: (İng. column) kare, çokgen ya da daire planlı, taştan ya da mermerden yapılmış düşey taşıyıcı öge. Genellikle yekpare (tekparça) olur.
(Paye : (ing. pier) yapıda taşıyıcı ayak. Duvar örme yöntemleriyle inşa edilmiş kare, dikdörtgen, çokgen ya da daire planlı düşey taşıyıcı.



Duse Gisulf’a ait Haç:


Duse gisulf’a ait 7. Yy. ın sonuna ait altın ve değerli taşlarla gerçekleştirilen Cividale Arkeoloji müzesinde yer alan 4 ¾ inch (12 cm ) bir yunan hacının kollarında 8 portre görülmektedir.
-haç üzerinde alternatif olarak yerleştirilmiş lapis lazuli taşları yer almaktadır. Ortada ise garnet taşı kullanılmış. Altın üzerinde pres baskı ile oluşturulan İsa portreleri dikkat çekmekte.

-Lombard kraliçesi Theodolinda’nın oğlu Adalobald’ın 603 yılındaki vaftizi sırasında Papa Büyük Gregory tarafından kraliçeye kıymetli bir İncil ve altından çeşitli diğer işler armağan edilmiştir.


Tavuk ve 7 civciv:



Gümüş kaplama yapıt yaklaşık 600 yılına tarihlenmektedir. İtalya’da Monza’da San Giovanni Battista Baslikası’nda bulunmaktadır.
-katedral hazinesine aittir. Sanat tarihindeki belki de tek bir örnek.
-ortada bulunan bir tavuğun etrafını 7 civciv sarmıştır ve her biri yerde bulunan kabartma zemin tanelerini gagalamaktadır.
-gövdeleri kazıma tekniğiyle işlenmiş ve tüyler, kanatlar oldukça gerçekçi bir şekilde verilmiştir. Gözlerde garnet kullanılmıştır. (garnet: yarı değerli, kesilmiş veya parlatılmış, şeffaf kırmızı taş )
-Yapıtta şaşırtıcı bir gerçekçilik Geç Roma işlerini çağrıştırmaktadır.
Yapıtı tarihlendirmek oldukça zordur ve ayrıca bunun lombard işi olduğu da tartışmalıdır.

VİZİGOTLAR


-Roma imparatorluğunun önce ikiye ayrılması, ardından da Batı Roma imp.’nun çökmesi ile başlayan karışıklıklar dönemindeki gelişmeler sonucunda günümüz modern Avrupa’nın temelini oluşturmaktadır.
-Ortaçağ’ın başlangıcında Klasik Çağ’dan gelen kültürel miras, kuzeyden gelen kavimlerin kültürüyle karışarak yeni bir kültürün ortaya çıkmasına ortam hazırladı.
-3. yy.dan itibaren Tuna Bölgesi’ne yerleşmiş olan Gotlar’ın bir kolu ve önemli Germen kavimlerinden biri olan Vizigotlar M.S. 376’da Hunlar’ın saldırısından kaçarak, Tuna ırmağının diğer yakasına, Roma imparatorluğunun içlerine sürüldüler. M.S. 395’te komutanları Alaric komutasında İtalya’ya geldiler.
-roma birlikleri bu tehlikeyi uzaklaştırmak isterlerken, bu arada Rhine Vadisi’ni savunmasız bıraktılar. Böyle bir ortamda Franklar ve Burgundyalılar ile Alamanni ve Vandallar Gaul Bölgesine saldırmayı kolay buldular.
-alaric’in ölümünden sonra 415’te Atault(Ataulphus)’un komutasında önce Galya’ya daha sonra da İspanya’ya geldiler. Bir süre roma ile müttefik olan vizigotlar, 475 ‘te L.theoderich’in oğlu Euric zamanında bağımsızlıklarını ilan ettiler.
-Başkenti Toulouse olan Galya krallığı bu dönemde en geniş sınırlarına ulaştı. Bu sınırlar Loire’dan Pireneler’e ve Rhone’un alçak düzlüklerine kazar uzanıyor ve ispanya’nın büyük bir bölümünü kapsıyor. 711 yılında Müslümanlar tarafından son verilen krallık, başta başkent Toledo olmak üzere İspanyanın büyük bir kısmını uzun bir süre egemenliği altında tuttu.
-kral Recceswinth Romalılar ve vizigotları bir kanun nizam altında toplamayı başladı ve yönetimi döneminde Vizigot sanatı da durmaksızın ilerledi. Ancak ne kendi, ne de kendinden sonra gelenler sosyal yapıyı organize edemediklerinden Arabların burayı istilası kolay olmuştur.

FRANKLAR:

Recceswinth adak taşı:




649-672 yılları. 1858 yılında Toledo’ya yakın bir yer olan Guarrazar’da bir rahibin mezarında bulundu. Taç vizigot krallarına ait bir hazine içinde bulunur. Arab saldırılarından korunmak için buraya getirilmiş.
-Adak Taçı, safir ve incilerle süslenmiş, ajur delik işi teknikle gerçekleştirilmiştir. Bir merkezde değerli bir tutam taşta birleşen, kalp şeklinde zincirlerle boşlukta asılı gibidir. Taçın alt tarafında sarkık durumdaki harflerle, RECCESVINTHUS REX OFFERET ifadesi okunur. (rex:kral, offeret:sunmak)
-Biçeme ilişkin bazı ayrıntılar ve taçın kenarlarındaki kırmızı cloisonne mine tekniği, bu yapıtın Bizans kökenli olduğuna işaret eder gibidir. Fakat, bu yapıtın Bizans’ta mı yapıldığı yoksa buraya oradan mı getirildiği konusunda kesin bir bilgi yoktur.


Gourdon kalisi:

6. yy.’ın ilk yarısı.
Paris milli kütüphanesindedir. Altın malzeme üzerine kakma tekniğiyle süsleme gerçekleştirilmiştir.
-Yivli kaidesi dengesiz bir durumdadır. Yılan başı biçiminde sonlanan kulp kısımları cloisonne mine tekniğiyle yapılmıştır.
-Yapıtta Geç Roma sanatının etkileri görülmektedir.



Warnebertus rölik mahfazısı:


676’da ölen Rahip Warnebertus’a ait mahfaza 7.yy’ın 2. Yarısına tarihlenmekte.
-Beromünster Manastırı’nda yer alır. 4 7/8 inch genişliğinde.
-Akdeniz Bizans etkisi var.
-Simetrik bir şema dikkat çeker.
-Sağ ve sol bölümlerde birer haç motifi, ortada ise bir rozet dikkat çeker.






Kraliçe Arnegunde’ye ait kemer tokası:
6.yy.
Paris Saint Denis Katedral’indedir.
-Gümüş olan tokanın bazı bölümleri altın varak ile kaplanmıştır. Ayrıca cam ve almandin malzeme kullanılmıştır.
-Baklava dilimli şekillerin uç bölümleri yuvarlak bir biçimde sonlamaktadır.







0 yorum:

Yorum Gönder