BTemplates.com

Blog Arşivi

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Katkıda bulunanlar

24 Temmuz 2016 Pazar

ERWİN PANOFSKY'NİN GÖZÜNDEN YENİ PLATONCU HAREKET


Kökeni Platoncu Akademi'sine dayanan, Platon' a tapınma derecesinde bağlı olan bir grup, Cosimo de Medici' nin villasında Ficino' nun etrafında toplanmış ve Panofsky' nin deyimiyle "insan zihninin bu döneme dek diktiği en cesur düşünsel yapılar arasında sayılması gereken bir felsefe sisteminin parçasını" oluşturmuştur. Platon' un eserlerini Latinceye çevirip erişilebilir kılmak, bu eserleri yeni dünya kültürü ile adapte etmek ve sistemi Hıristiyan diniyle uyumlu hale getirmek amacında olan bu 'Yeni Platoncu' grup, Pagan felsefe ile Hıristiyan dinini tamamıyla birleştirmenin peşindedir. 
 Hıristiyanlık dininin temelinde yer alan insanın ruh ve bedenden oluşması fikri, Yeni Platoncu görüşte de kendine yer bulur. En önemli varlık olan insan; maddenin yapısında bulunan form olan beden ile ruhun  - 'aşağı ruh' ile 'ulu ruh' olarak ayrılır - birleşiminden oluşur.

Tanrıya ulaşmanın bir yolu olarak görülen sevgi, bu felsefi sistemin asıl eksenini oluşturur. Ficino' ya göre 'amor' tanrıdan dünyaya, dünyadan tanrıya doğru dönen akımın diğer adıdır. Ancak nihai amacın bilincine varıldığında gerçek sevgi oluşur, bu da 'güzellik sevgisi' olarak tanımlanır ve Platon' un Symposium kitabında sık sık bahsettiği üzere 'İkiz Venüs' ile sembolize edilen iki biçimde karşımıza çıkar.

'Venüs Coelestis' ya da Semavi Venüs, Uranüs' ün kızıdır ve annesi yoktur. Tamamen gayri maddi bir aleme aittir. 'Venüs Vulgaris' ya da Doğal Venüs ise Zeus ile Diane' nin kızı olup maddi dünyadaki güzelliğin temsilidir. Her iki Venüs' e de oğlu olarak kabul edilen Amor ve Eros eşlik eder. Çünkü güzelliğin her biçimi sevgiyi yaratır. İki Venüs arasındaki değer farkı oldukça değişik şekillerde yorumlanmıştır. Kimine göre Doğal Venüs de tanrının bir yansıması olarak dünyada var olduğu için değerlidir, kimine göre ise salt dünyevi alemin değersizliğini simgeler. Bu ayrım Floransa ile Venedik arasında açık bir şekilde görülür.

Floransalı Baccio Bandinelli'ye ait olan 'Cupid ile Apollon'un Kavgası' adlı gravürde solda Apollon, Zeus gibi tanrılar yer alırken sağda Cupid'in arkasında Venüs ile çıplak figürler yer alır. Bulutların üzerinde bulunan 'akıl' figürü vazo içerisindeki ateşi Apollon'a doğru uzatarak tarafını belli eder. Burada dünyasal aşkın temsilcisi olan Venüs, kanılmaması gereken 'kirli zevklerin' bir göstergesidir.

Venedikli Tiziano'da ise durum tersine döner. Figürler iyi ve kötü arasındaki zıtlığı ifade etmez; bir ilkeyi iki varoluş biçiminde ifade eder. "Kutsal Aşk ile Profan Aşk" eserinde - her ne kadar yüce olan ile yüce olmayan arasındaki tezatlık gösterilse de - her iki Venüs de değerlidir. Daha önce giyinik olarak tasvir edilen 'değerli olan' yani 'Semavi Venüs' artık çıplaktır. Çıplaklık; masumiyetinin temsilidir, dünyadaki tüm gereksiz maddelerden kurtulmuştur. Elinde semavi ateşin yer aldığı vazo bulunur. Arkasında doğurganlık sembolü tavşanın yer aldığı, giyinik, seyirciye bakan figür ise Doğal Venüs'tür. Tanrının dünyaya yansıyan güzelliğini simgeler, değerlidir. Bu iki karşıt figürün ortasında Cupid'in, lahitin içindeki suyu karıştırması, kozmik bir karışım ilkesi olan sevginin yer ile gök arasındaki aracı işlevini gösterir.


0 yorum:

Yorum Gönder